27 Eylül 2014 Cumartesi

Yağmurda ağlayan kadın(16)

ofise girdim. standart biçimde çay işareti yaparak. nalan nerdeydi lan bugün göremedim. asansöre binerken de karşılaşmadık kızı da tiksinidrdin kendinden amk. odama girdim kapıyı kapattım. çayım kahvaltım geldi 15 dk sonra. yine dandik bi ekonomi kanalı açık. laptopun kapağını kaldırdım açma düğmesine dokundum. ekranda saçma sapan renkler ve çatlak izi belirdi. ooof bilgisayarsız kaldık yine. tabletten gazete okumaya başladım. ulan ülke hep mi boktan olur yoksa gazeteciler mi boktan yoksa hep beraber lağım ve onu oluşturan içindekiler miyiz? sanırım üçüncüsü…

sekreterden anlaşmalı servisi çağırmasını bu arada da bana kullanacağım bi bilgisayar ayarlamalarını isteyip telefonu kapadım. şimdi siktiret bilgisayarı da nalan nerde lan hala gelmedi mi bu kız gelse kesin fark ederdim. hastamı acaba. ya da geldi de yerinde mi oturuyor bi sorun mu var n’oldu. odamdan çıktım sanki ofiste sıkılmışta çalışanlarla sohbet etmeye çıkmışım gibi hepsine sırayla selam verip hal hatır soruyodum. sıra nalanın oturduğu bölmeye geldiğinde farkettim onu yine muhteşem giyinmişti pembelere bürünmüş ama ne bürünme sanki pembe rengi bu kızı daha alımlı yapsın diye yaratılmış.

bi anlık da olsa yaşadığım o duraksama da nalan'ın güzelliğine methiyeler diziyodum içimden. öyle ki içimden geçirdiğim nalanın güzelliğini öven kelimelerin tamamı anlamsızdı. napıyosun sen bana be nalan napıyosun?ulan nalan çok güzelsin be gittikçe güzelleşiyosun da ne garip...

sonra çıktım biraz da ofis içinde dolaşıp odama geri girdim. odada laptop için çağırttığım servis gelmiş laptop için bekliyodu masa üstü bi bilgisayar kurup laptopu alıp gittiler. sonrasında masanın üstünde duran telefonumun yanan mesaj ışığını farkettim.

nagihan: 

dün senin için o kadar hazırlandım geldim ama gece iğrençti derdin ne?

oof nagihan herşeyi paylaştık da bi derdimiz mi kaldı be yavrum. telefonu tekrar masaya koyup arkama yaslandığım anda telefon çalmaya başladı ulan bi rahat yok amk. arayan nagihandı yine.

açmasam arardı bu şimdi akşama kadar. kulaklığı takıp, telefonu açtıktan sonra arkama yaslandım tekrar.

+ ya yanlış anlama olur böyle şeyler şikayet ettiğimden değil ama gerçekten berbattın dün akşam, bütün hevesimi kursağımda bırakacak kadar iğrençti

- farkındayım ama en başta söylemiştim sana bunu

+ tamam zaten ona bişey demiyorum dedim ya olur böyle şeyler ama neyin var ben seni merak ediyorum

- inan ben de merak ediyorum be nagihan

+ anlatmak istersen dinlerim biliyosun

- biliyorum biliyorum

+ ne zaman istersen

- ya nagihan bişey sorcam

+ sor dinliyorum

- ne var lan bende de üstüme düşüyosun bu kadar. güzel kadınsın, alımlısın, muhabbetin güzel kendine doğru düzgün birini bulsana ya benle birlikte uyuzlanıp duruyosun, he ben halimden memnunum da sana yazık be kızım

+ lan demenin hesabını sonra sorarız orası ayrı da kendimi pembe yalanlarla kandıracağıma senin gerçekçi uyuzluğun daha çok hoşuma gidiyo, fazlasıyla düzsün

- lan a takılma ya o ağız alışkanlığı ama övdün mü sövdün mü anlamadım neyse konuşuruz şimdi işteyim

+ tamamdır görüşürüz öpüyorum

- öptüm... 

kulaklığı çıkarıp fırlattım derin bi nefes alarak gözlerimi kapayıp arkama yaslandım bıraktım koltuğumun sevdasına kendimi.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi belirtin :

Start typing and press Enter to search